Mine Gökçe Kırıkkanat (d. 1951, Ankara) Türk gazeteci, yazar ve köşe yazarı.
Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. Gazeteciliğe Cumhuriyet Gazetesi'nin İspanya muhabiri olarak başladı, Cumhuriyet Gazetesi Fransa temsilciliğine getirildi.
1992 yılında Milliyet Gazetesi'ne geçti. 1996 yılında Milliyet Fransa muhabirliğiyle birlikte, Radikal Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. 2005-2010 yılları arasında köşe yazılarını Vatan Gazetesi'nde devam ettirdi. Daha sonra kendi deyimi ile 'yuvaya dönen' yazar, 2010 sonbaharından itibaren yazılarını Cumhuriyet Gazetesi'nde sürdürüyor. Fransızca TV5 Monde kanalının yabancı gazeteciler ekibinde yer alıyor. Yazarın edebi eserleri deneme, araştırma, öykü ve roman türünde olup yapıtlarını Sinek Sarayı, Bir Gün Gece ve Destina, bir nehir roman oluşturmaktadır.
Mine Kırıkkanat çok iyi derecede Fransızca ve İngilizce biliyor. Tek çocuk annesidir.
"...Trakya köylerinde evin başköşesinde durur. İncecik çöplerden yapılmış, minyatür bir Uzak Doğu tapınağını andırır. Üstünü renk renk, küçücük çaput parçaları süsler, rüzgârda kımıl kımıldır. Suyun dibinde balıkların kandığı olta tüyleri gibi, sinek sarayının görevi de sinekleri üstüne çekmektir. Evin içindeki sinekler, bu kımıl kımıl ince sarayın üstüne toplanırlar; renkli çaput parçalarına, incecik çöplere pislerler. Evin diğer eşyaları bir ölçüde temiz kalır. Rüzgârda salınan narin gövdesi ve güzelim renkleriyle sinek sarayının gerçekte ne işe yaradığını görmek, insanı hüzünlendirir. Kimi evler ve kimi yaşamlar da sinek saraylarına benzerler. Görevleri temiz olmak değildir, ama boşuna oldukları da söylenemez. Güzellikleri ise bizim hanemize kazanç yazılır..."
Fransız bir baba ve Türk bir annenin oğlu olan Sinan Laforge, Paris'teki ideale yakın hayatını bir süreliğine askıya alarak geleceği hakkında düşünmek için İstanbul'a gelir. Yakın dostunun ona açtığı Cihangir'deki apartman, âdeta Burlesk bir gösteriden fırlamış gibidir. Cüce bir kapıcı ve mongol oğlu, gece kulüplerinde çalgıcılık yaparak geçimlerini sağlayan ikiz kız kardeşler, bir fahişe, bir travesti ve umutsuz bir yaşlı kadın ile dul kızı... Bu insanlar da, parçalanmış kimlikleri ve ikiye bölünmüş yaşamlarıyla Bülbül Sokağı gibi bir çıkmazdadır sanki.
Cihangir sokaklarındaki renkli manzaraları, çetrefilli ilişkileri, ümitleri ve hayal kırıklıklarını, sevinci ve hüznü son derece sade, canlı ve akıcı bir üslupla kaleme alan Mine G. Kırıkkanat, Sinek Sarayı'nda okura insan ruhundan çarpıcı bir kesit sunuyor.
ISBN : 9786059908429 | Satın al
Sinek Sarayı’nın kahramanları, serüvenlerine bu kitapta devam ediyor!
Sinan ve Daryal/Nejla, “Sinek Sarayı”ndan ayrıldıktan yıllar sonra, AB özel görevlileri olarak büyük bir depremin yerle bir ettiği İstanbul’a geri dönerler. Yanlarında, Paris’te işlenen karanlık bir cinayetten kaçan Feride’yle birlikte.
İstanbul’dan geriye kalan, yıkıntılar arasındaki açıklıklarda kurulmuş çadırlar ve insan yığınlarıdır. Korku, açlık ve kara kış, viran şehirde yaşamaya mahkûm insanlarda kontrol edilemeyen bir öfkeye dönüşür. Yemek kuyruklarında, yetersiz sayıdaki çadırkentlerde patlak veren bu öfke zaman zaman çatışmalara neden olur.
Gündelik yaşamı devam ettirme çabalarıyla geçen gün yerini geceye bıraktığında kentin yeni sahipleri saklandıkları yerden çıkar: Yıkımın sorumlula...
ISBN : 9786052982136 | Satın al
Henüz yaşanmamış yakın bir geleceği anlattığı Destina’da “Bu romanda yazılı her şey doğru, hiçbir şey gerçek değildir” diyor Mine G. Kırıkkanat. Bu yakın gelecekte, İstanbul Küresel Yönetişim’in idaresine geçmiş, Türkler de göç ettikleri farklı ülkelerde asimilasyona uğramıştır. Haç ile Hilal’in savaşı sona ermiş, yerini Hıristiyanlığın mezhep çatışması almıştır. Bu savaşın galibini, Roma’nın ilk Hıristiyan imparatoru olan ve Konstantinopolis’i başkent yaparak Hıristiyanlığa armağan eden Büyük Konstantin’in soyundan gelen bir varisin bulunması ya da tam tersi ortadan kaldırılması belirleyecektir. Konuya ve bölgeye hakim olmaları nedeniyle seçilen üç Türk ajan, rüyaların izinden giderek çıktıkları zaman yolculuğunda kıyasıya bir mücadelenin tam ortasında bulacaklardır kendilerini.
Soluk soluğa bir maceranın film kareleri gibi aktığı, müthiş bir hayal gücünün ürünü Destina, okurun elinden bırakamayacağı ve uzun süre etkisinden kurtulamayacağı son derece çarpıcı bir roman.
ISBN : 9786059908948 | Satın al
Paris, 9 Ocak 2013'te olağandışı bir suikasta tanık oldu.
PKK militanı üç kadın, bir tabancadan sıkılan on kurşunla öldürüldü. Yakalanan tek zanlı, yıllarca yargılanmayı bekledi ve hapiste öldü. Katil olduğuna dair kesin bir kanıt bulunamadı, kimse inanmadı inanmıyor.
Hiç kimse, bu gerçek suikastın gerçek dışı bir komploya uyarlanan romanıdır.
Mine G. Kırıkkanat'ın olağanüstü kurgusu, işlenen cinayetlerde uluslararası bir işbirliğini inandırıcı kılarken; Teşkilat'ın yetiştirdiği tetikçilerin sınır ötesi harekatlarını ve derin devletin sırlarını da gözler önüne seriyor.
ISBN : 9786052982587 | Satın al
Onuncu yüzyıldan başlayarak on dördüncü yüzyıla dek Güney Fransa'nın Oksitanya bölgesinde etkili olmuş Kathar doktrini ile 1417'de asılarak öldürülen Şeyh Bedreddin mezhebi arasında akrabalık aramak, ilk bakışta düşsel gelebilir.
Oysa Şeyh Bedreddin yandaşlarının örgütlendikleri Aydın Beyliği, Kathar doktrininin aynı bölgede baş verdiği Alaşehir (Philadelphia) odağının yansıma alanı içindedir. Şeyh Bedreddin öğretisi, Kathar öğretisinden izdüşümler taşır. İki yüzyıl arayla kesişen ve binlerce kilometreye yayılan bir "aynı" alanda her iki inancın sahipleri, "yârin yanağından gayrı her yerde, hep beraber, her şeyi paylaşmak" için yola çıkmışlar ve aynı insanlık ülküsüne aynı bedeli ödemişlerdir: Hayatlarını. Mine G. Kırıkkanat'ın sosyolojik tarih araştırması Gülün Öteki Adı, 1989'dan beri, Osmanlı döneminde Anadolu dinleri ve özellikle Alevilik tarihi üzerine yazılan pek çok bilimsel kitaba referans olmuş ve dünyada üniversiteler düzeyinde kabul gören bir başyapıttır.
ISBN : 9786054927265 | Satın al
Papalık makamı ve devletinin kurucu yasası, Vatikan’ın gizli arşivlerinde «Donatio Constantini» başlığıyla yer alan Büyük Konstantin’in vasiyet belgesi, dünya tarihinin en büyük sahtekarlığı, Avrupa’yı Asya’dan ayıran siyasal oluşumun temel yalanıdır. Böyle bir vasiyet yoktur. Papalık devleti bir tezgahtır ve Papa’ların ne ruhani, ne de siyasal meşruiyeti vardır. Büyük Konstantin’e atfedilen sahte vasiyet, Hıristiyan dünyaya önderlik ve devletler üstü yetki makamını, Konstantinopolis’ten Roma’ya kaydırmaya yaramıştır.
Bir Hıristiyan Masalı, 1684 yıl önce dünyanın merkezi İstanbul’a karşı kurulan çokuluslu komplonun, polisiye tadında tarihidir. İstanbul, 1123 yıl süreyle Roma İmparatorluğu’nun başkentiydi. Sadece 561 yıldır bizim mülkümüz. Geçmişini doğru okuyamazsak, geleceğini çaldırabileceğimiz bir mücevher.
Çünkü komplo baki…
Komplocular, pusuda.
ISBN : 9786054927012 | Satın al
Adnancı fuhuş ve şantaj mafyası, FETÖ’nün kumpas kurmak için kullandığı “teknisyen ekibi”dir. Adnancılar FETÖ’ye teknik destek sağlardı; yani kurbanları izlemeye, dinlemeye, sesli ve görüntülü kaydetmeye, haklarında çakma kanıt üretmeye hizmet ederlerdi. Bu hizmetin karşılığında da FETÖ’cü savcı ve yargıçlar, zaman zaman dürüst emniyetçilerin eline düşen Adnan Oktar ile bendelerini kollar, haklarında hasbelkader çıkan mahkumiyet kararlarını Yargıtay’daki FETÖ yapılanması bozar, bazı davaları da zaman aşımına uğratıp çeteyi kurtarırlardı!
ISBN : 9786052984000 | Satın al
Mine G. Kırıkkanat, “Adı Öküzden Sonra Genel” kitabında, tarih boyunca kadına olan bakışı farklı coğrafyalardan, farklı dinlerden ve farklı düşünürlerden seçkilerle ele alıyor.
Felsefe tarihinin ünlü düşünürlerinden olup da adeta bir “kadın düşmanı” olan Arthur Schopenhauer’dan, onun örnek aldığı Romantik dönemin ünlü şairi Lord Byron’a; devrimlerin fikir babalarından olmasına karşın “erkek toplumu” hayali kuran Jean Jacques Rousseau’ya kadar onlarca dehanın kadına bakışının temeline iniyor.
Kırıkkanat’ın baktığı tüm pencerelerden ise, aynı manzara görünüyor:
"Kadının yolunu kesen erkek egemenliği"...
Adı Öküzden Sonra Gelen; kadınının, tarih boyunca toplumsal yaşamdan uzak tutulmasına adeta bir kanıt ve başkaldırı niteliğinde...
Kırıkkanat; kadının, kaba gücüyle olmasa da, “zekâsıyla” her geçen gün bu egemenliği erkeğin tekelinden alışını ustaca anlatıyor...
ISBN : 9786051400631 | Satın al
Ayakları yere mıhlanmıştı sanki. Midesindeki acı keskinleşti. Geri döndü, kundağa sıkı sıkı yapışarak korkuluğa dayandı. Aşağıda sular kaynıyor, pervane boğuk homurtularla dönüyordu.
Kundak, suların ilk darbesiyle yukarı sıçradı bir an. Sonra pembe köpükler fışkırdı akların yanı sıra.
Kamaraya girdi kadın.
ISBN : 9786052986684 | Satın al
"Büyük kentler insan gibidir. Mangal gibi yürek ister onları sevmek için. İğrençlik ve güzellikleri, cücelik ve yücelikleriyle kucaklamak gerekir. Sabahları Paris’te uyanmak heyecan vericidir. Gözünüzün kucaklamaya yetmediği koca kent, dev bir dizelin muhteşem temposuyla homurdanmaktadır. Gece düşen nabız, sabah beşe doğru güçlenir. Yattığınız yerde kıpırtısız, gözlerinizi sıkı sıkı yumup dışarıda olan biteni dinlersiniz: Binlerce metrosu, treni, arabası, otobüsü ve “Seine” üzerinde hizmete giren hızlı nehir otobüsleriyle, kentin kan dolaşımı çoktan başlamıştır."
Mine G. Kırıkkanat dünyanın en romantik kentini, Paris’i anlatıyor. Kafelerinden kiliselerine, tarihinden siyasi geçmişine, şehre dair ne varsa paylaşıyor. Yaşadıklarını ve gördüklerini keyifli bir dille, Paris’in havasını taşıyan kalemiyle kâğıda döküyor.
ISBN : 9786052983119 | Satın al
Eski bir sevgiliye aşk mektubu yazmak zordur.Zordur sevdanın sürdürdüğünü anlatmak, yıllarınızı ve günlerinizi paylaşmış olana. Bütün güzel sözler söylenmiş,bütün övgüler eskitilmiştir. Yenilerini bulmak kolay değildir o sözlerin.
Sevgilim Madrid’e birkaç yıl aradan sonra yeniden kavuştuğum gün, sanki onu ilk kez görüyormuş gibiyidim. Hiç sahtekarlık yapmama gerek kalmadan, bol bol kayboldum. Bir güzel kentin kollarında kaybolmak hoştur inanın.
Mine G.Krıkkanat Paris ve Newyork kitaplarının ardından senelerce kaldığı Madrid’e dair anılarını anlatıyor.İspanya’nın tarihi , içinden geçtiği politik süreçler kadfar ateşli dansları ve boğa güreşi de sayfalarda yerini alıyor.
ISBN : 9786052982747 | Satın al
"Çok anlatıldı New York kenti. Çirkin dendi, güzel dendi. Kenti tanımlayan tüm sıfatların önüne zorunlu bir ‘en’ eklendi hep. Dünyanın en büyük, en geniş, en varsıl, en yoksul, en korkulu, en eğlenceli, en çılgın, en vahşi, en boğucu, en ferah kenti olduğu söylendi.
New York iki yüz yıldır milyonların özgürlük düşlerini süsledi.
Ve artık özgürlük için olmasa bile, milyonlarcasının zenginlik, ün ya da macera hayallerini simgelemeye devam ediyor.
Bu kent, tüm dünya ırklarının, kültürlerinin birlikte mayalandığı bir insanlık efsanesi."
Mine G. Kırıkkanat, Paris kitabından sonra New York ve Amerika için kalem oynatıyor. Simgeleşmiş bu kentin sokaklarında gezerken ABD’nin tarihine, siyasetine ve unutulmaz kişilerine, o kendine has diliyle dokundurmadan da geçmiyor.
ISBN : 9786052981436 | Satın al
© 2010‐ ASOVA.CO All rights reserved.